ÇALIŞAN GAZETECİLER

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü münasebetiyle ilgili Karatay Belediyesi adımıza bir fidan dikmiş.

Sayın başkan Hasan Kılca ve ekibine çok teşekkür ederiz.

Yılın en güzel hediyesi ile bizi mutlu ettiler.

Günümüzle ilgili dostlarımızdan çok güzel kutlama mesajları aldık.

Sayın Valimizden, Milletvekillerimizden, Belediye başkanlarımızdan, sivil toplum kuruluş temsilcilerinden, okurlarımızdan gelen mesajlar bizi öyle mutlu etti ki; yazıya dökemem.

Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Çalışan gazeteci, ya da haber peşinde koşan, aldığı haberi yazan, sonrasında takibini yapan gazeteci olaylara yaklaşmayı bilir.

Duyduğuyla değil, gördüğüyle ve derlediği bilgi ve belgeyle konuşur.

Kimseyi haksız yere suçlamaz.

Kamunun imkanlarıyla kaptığı masanın hakkını vermeyene de haddini bildirir.

Ama iftira atmaz.

Sosyal medya, bizim meslek erbabının sayısını haddinden fazla çoğalttı.

Ama, basın meslek ilkelerini de çok zayıflattı.

Klavye şövalyeleri türetti.

Rica minnet iki gün köşe kapmış, ya da fırsat bulmuş bir tv kanalında biraz program yapmış olanlara bir bakın.

Hem gazeteci sıfatını almış, hem de kendisini kahraman ilan etmiş.

Bunların gözünde kendilerinden, ya da köşeyi ve ekranı kaybetmemek adına yalakalık yaptıklarından başka hiç iyi yok.

Bazıları, karşı taraftan da taviz koparmayı başarıyor.

Bunlar hak etmedikleri alanı korumaya çalışan, sahtekar ve tamahkardır.

Haberi ya da olayı görmedikleri için, emekleri olmadığı için bakmayı bilmezler.

Size bir hikaye anlatayım.

Genç bir çift,  evlerinde sabah kahvaltısı yaparlarken, komşu da balkonuna çamaşırları asıyormuş.

Dikkatlice komşuya bakan kadın kocasına dönerek ' Bak, çamaşırları yeterince temiz değil. Çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor.' demiş.

Kocası ona hiç bir şey söylemeden kahvaltısına devam etmiş.

Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yaparmış.

Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış.

'Bak' demiş kocasına ' Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda. Merak ediyorum, kim öğretti acaba ?' diye söylenirken Kocası: 'Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim' diye cevap vermiş.

Gazeteci meslektaşlarıma selam olsun.

Çalışan gazetecilik, ya da gazetecilik kirli camdan bakmaya benzemez.

Bir gün o camları silerler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi