Perişanız perişan...

Ekonomide müthiş bir daralma var.

İşsizlik hat safhada.

Üstelik gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor.

Esnaf kan ağlıyor.

Vergi, sigorta, kredi borçları her gün daha da katlanarak artıyor.

Her ne kadar ekonomiden sorumlu bakanımız bu gerçekleri dile getirenleri neredeyse vatan haini ve bir kısım medya yerine koysa da hepimiz biliyoruz ki bütün bunlar ülkenin gerçekleri.

Üstelik bu gerçekleri sadece bizler değil AK Partiye oy verenler de artık açık yüreklilikle dile getirmeye başladı.

Herkesin ortak kanısı durumlar hiçte iyiye gitmiyor.

***

Sayın Albayrak’ın iddia ettiği gibi amacımız hiçte ortalığı karıştırmak değil.

Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Doğabilecek bir karmaşanın sonuçlarının ne kadar kötü olabileceğini de tahmin ediyoruz.

Geçmişte Anayasa kitabının sözde havalarda uçtuğu haberiyle, yakın dönemde Trump’un twitleriyle dövizin fırladığını unutmuyoruz.

Tek partili hükümetin ve istikrarın avantajları tamam…

Tamam da sırf istikrar devam etsin diye de göz göre göre kötüye giden bir ekonomiye seyirci kalamayız.

Bakan Albayrak her şeyi rakamlarla güllük gülüstanlık gösterse de piyasaların ne kadar kötü olduğunu hepimiz görüyor ve yaşıyoruz.

Ya hükümet üyeleri bu ülkede yaşamıyor ya da bu hükümette öncekiler gibi halktan ve halkın sıkıntılarından bihaber.

***

Hırsızlık, kapkaççılık olayları her geçen gün yeni bir rekor kırıyor.

Her geçen gün artan kadın cinayetlerinin altında da ekonomik ve sosyal sıkıntılar yatıyor.

Kredi kartlarındaki batık paralar haddi hesabı yok. Çünkü birçok kişi kredi kartı borcunu ödeyemiyor.

Önceleri kredi kartı ile alışveriş yapmayı bir çıkış noktası görenler şimdi limitlerinin de sınıra ulaşmasıyla tıkanmış durumdalar.

Vergi, sigorta borcu olmayın esnaf bir elin parmakları kadar çabuk sayılabilecek durumda.

Adli vakaların neredeyse tamamına yakınını konusu yine ekonomik nedenler.

Umudunu şans oyunlarına bağlayanların sayısı astronomik rakamlara ulaştı.

Bütün bunların tek bir nedeni var ki o da ekonomikkk.

***

Geçtiğimiz günlerde yine dört kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı rakamları vardı.

Artık TÜİK’in bu rakamları açıklamasının ve gazetelerinde bu konularda haberler yapmasının bir anlamı yok. Çünkü ihracat, ithalat ve enflasyon rakamlarında olduğu gibi bu rakamlarında gerçekleri yansıtmadığını herkes biliyor.

Bu rakamları hazırlayıp sunanların bilmediği ancak bizlerin yaşadığı bir hayat var.

Ve bu hayatın içinde bizleri mutlu huzurlu ve güvenli kılabilecek düzgün bir ekonomik düzenimiz yok.

Mecliste bizleri temsil etmek için bulunanlara sesleniyorum. Artık günü kurtarmak ya da rakamların arkasına saklanmakla gerçek yaşama katkıda bulunamazsınız.

Öncelikle doğruları ortaya koyun. Ortada büyük bir sorun olduğunu kabul edin ve bir an önce çözümler üretmeye bakın.

Aksi takdirde halkın tokadını yiyeceksiniz haberiniz olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehdi DEMİR Arşivi