AVRUPA’ NIN PRANGASI

1836 yılında Birleşik Krallıkla Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan Balta Limanı antlaşmasını bilirsiniz.

İsterseniz bu antlaşmanın maddelerine bir kez daha göz atarak, bizim ekonomimizi nasıl çöküntüye götürdüğü bilginizi tazeleyin.

Taa o tarihlerde Avrupa’nın kapitalizminin bize nasıl yansıdığını ibretle yorumlayın.

Hatta şimdilerde bile Avrupa’nın bizim ticaretimize nasıl engeller çıkarmaya çalıştığına da şahit olun.

İhracat atağına geçen Türk markaları, 52 ülkede Avrupa Birliği’nin ablukasında.

Nasıl mı?

AB’nin 76 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamasına karşın Türkiye’de bu sayının 24’te kalması, Türk şirketlerinin 52 ülkede haksız rekabete maruz kalmasına yol açıyor. Bazı ülkelerde mali yükümlülük rakiplere göre yüzde 70’e kadar çıkabiliyor.

Sizlerle iki bölüm halinde paylaşacağım bilgilerle ilgili sektör temsilcilerinin verdiği bilgi de şöyle.

Bu abluka ihracatımıza olumsuz etkisinin yanı sıra markaların mağazalaşma atağını da negatif etkiliyor.Siyasi diplomasinin yanı sıra ticari diplomasiye de ağırlık verilerek bir an önce AB ile Gümrük Birliği Anlaşması güncellenmeli. Türk markaları daha çok AB’li markalar ile yurtdışında rekabet halinde ancak hali hazırda AB’nin toplamda 76 ülkeyle Serbest Ticaret Anlaşması (STA) varken, Türkiye’nin sadece 24 ülkeyle STA’sı bulunuyor. Bu da 52 ülkede haksız rekabet ile karşı karşıya kalındığı anlamına geliyor. Öte yandan Türkiye, bu 52 ülke ile AB Gümrük Birliği anlaşması nedeniyle ayrı bir STA imzalayamıyor. Bu nedenle Türkiye söz konusu ülkelerde yüzde 10 ile 40 arasında değişen oranlarda vergi ödüyor. Hatta bazı ülkelerde mali yükümlülük rakiplere göre yüzde 70’e kadar çıkabiliyor. AB üyesi ülkeler ise söz konusu vergilerden muaf şekilde hizmet veriyor.

GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI ENGEL

Sektör temsilcilerinin verdiği bilgilere göre Türkiye’nin AB ile olan Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle herhangi bir ülke ile STA yapma imkanı bulunmuyor. Türkiye, bir ülke ile STA yapacaksa önce o ülkenin AB ile STA’sının olup olmadığına bakması gerekiyor. STA yapılmak istenen ülke ile AB’nin bir STA’sı varsa Türkiye, AB ile süreci görüşerek STA çalışmalarına başlayabilir. Bu da Türkiye’nin ihracat hinterlandını büyütmesi ve Türk markalarının farklı coğrafyalarda büyümesinin önünde önemli bir engel olarak duruyor.

Zira son dönemde tüm dünyada yaşanan ekonomik gelişmelerin de etkisiyle Türkiye; tek bir bölgeye olan bağlılığını kırmak ve ihracatını artırmak için farklı coğrafyalara yönelmişti.

Yazımızın ikinci bölümü önümüzdeki Salı günkü köşemizde

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi