CHP’li Bektaş’tan 134 yıllık yasayı değiştiren iktidara sert tepki

CHP’li Bektaş’tan 134 yıllık yasayı değiştiren iktidara sert tepki
CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş, turizmin en önemli sacayaklarından olan turizm rehberlerine TBMM’de kabul edilen yasayla dil bilme şartını kaldıran iktidara sert tepki gösterdi. Bektaş, “Turizm rehberliğinin nitelikten uzaklaştıracağı anlayış yanlıştır” dedi

CHP Konya Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Barış Bektaş, hükümetin önceki gün TBMM’de kabul edilen kanun teklifi ile turizm rehberlerinde daha önce zorunlu olan yabancı dil bilme şartının kaldırılmasına tepki gösterdi.

Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin düzenlemeleri içeren Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Rehberlere 134 yıl önce, 1890 yılında Abdülhamit döneminde getirilen dil bilme şartını değiştiren yeni yasaya göre mesleğe kabul şartlarını yerine getiren adaylar, yabancı dil yeterlilik belgesi olmasa bile Türkçe turist rehberliği yapabilecek.

İktidarın turizm ile ilgili kanun teklifiyle rehberliği niteliksiz bir hale getirmek istemesinin yanlış olduğunu vurgulayan Milletvekili Bektaş, “Önümüzde turizm sektörünü doğrudan etkileyecek nitelikte bir kanun teklifi var ancak bu teklif ne yazık ki ‘bacasız fabrika’ dediğimiz turizm sektörünü olumsuz yönde etkileyecektir.

Çünkü kanun teklifinin sahibi olan iktidar partisi, her konuda olduğu gibi bu konuda da sektörünün tamamını dinleyen, sektörün bileşenlerini göz önüne alan bir bakıştan uzak ve anlık çözümler üreterek günü kurtarma derdindedir.

Emekçileri değil, sektör emekçilerine kulak veren değil, sadece sermaye sahiplerine, sektörde yandaş sermaye sahiplerine ucuz iş gücü sağlamaya yönelik bir bakış açıları var. Bu kanun teklifinde, turizm rehberleri için yabancı dil şartını kaldıran, alan dışı eğitimle yetişmiş kişilerin de rehber olmasının önünü açan yani turizmin en önemli sacayaklarından biri olan rehberliği nitelikten uzaklaştıran bir anlayışın olduğunu görüyoruz.

Tabii, yabancı tur operatörlerinin hâlihazırda etkin olduğu ve kendi yabancı rehberleriyle alana gireceği bir tehlikeye de dikkatinizi çekmek istiyorum. Her zaman yerli ve millîlikten bahseden iktidar; Türkiye'nin yabancı turistler, yabancı rehberler eliyle tanıtılması ve başta Kıbrıs olabilir, bütün millî meseleler olabilir, Türk tarihiyle ilgili meseleler olabilir, tamamen yabancı rehberlerin insafına terk edilecek bir alan iktidar tarafından açılıyor maalesef.

2024 yılında tabii 60 milyar dolarlık bir gelir bekleniyor. 60 milyon kişiyi ziyaretçi olarak kabul etmemiz planlanıyor ama kaliteli bir hizmet olmadan bunun sürdürülebilir olmadığı ve kaliteli ve ciddi kâr getiren, katma değer yaratan bir sektör olmaktan uzaklaştıracağı muhakkak. Bir Konya Vekili olarak Mevlâna'yı nasıl tanıtacaklarını tahmin bile edemiyorum.

Yabancı rehberlerin Mevlâna'yı sadece fiziksel olarak müzeyi gezdirmekle ilgili bir şey değil, elbette 13'üncü yüzyıl Anadolu aydınlanmasının en önemli figürlerinden olan Mevlâna'nın Mesnevi'sini, onun sevgi felsefesini eksiksiz anlatacak nitelikte rehberlerin turizm kalitesini artıracağı muhakkak; bu, bütün şehirlerimizin tarihsel dokuları ve doğal güzellikleriyle ilgili bir vakıadır” dedi.

“HALKIMIZ TATİL YAPAMAZ HALE GELDİ”
İktidarın ekonomiyi iyi yönetemediği ülkemizde vatandaşların tatil yapamaz hale getirildiğine dikkat çeken Bektaş, “Türkiye tabii, sadece doğal güzellikleriyle değil, tarihsel birikimleriyle de turizm açısından dünyanın belki de en lider ülkesi olabilecek konumdadır.

Bu kanun teklifini hazırlayanların sayesinde birinci konumda değil, çünkü iktidar tam bu teklifte olduğu gibi bütünlüklü olarak sektörü değerlendirmekten çok uzak. Demokrasi standartlarının düşük olduğu ülkemizde; muhalif siyasilerin tutuklandığı, fikir hürriyetinin, seyahat hakkının, mülkiyet hakkının, propaganda hakkının tehdit altında olduğu bir ülkede maalesef başta yüksek katma değer yaratacak Avrupalılar olmak üzere Türkiye'de tatil yapmaya, Türkiye'yi tanımaya mesafeli olmalarının en önemli nedenlerinden olduğunu görüyoruz.

Gelen turistlerin de Türkiye'deki ekonomiye katkı sunmak noktasında ciddi bir çekingenlik içerisinde olduğu ve burayı âdeta kalitesiz ve ucuz bir turizm merkezi olarak gördükleri bir vakıadır. Yerli turistler için de bir değerlendirme yapmak lazım. Tabii, herkes iktidara yakın değil, biraz önceki hatibin bahsettiği gibi ıstakoz, yurt dışı tatilleri, vesaire. Maalesef Türkiye'de 3 kişiden 2 kişi gezilerinde, seyahatlerinde akrabalarında ve arkadaşlarında tatil yapmak durumunda kalıyor. Bu derece fakirleşmiş ve kendi cennet vatanını tanımaktan uzak bir gençlik yetişiyor. Kendi bulundukları şehirlerde denizi dahi göremeyen çocuklar var bu ülkede.

17 yaşına gelip yaşadığı şehirde denizi göremeyen insanların yaşadığı ülke hâline geldik. Tabii, 22 yıllık AK Parti iktidarı itibardan tasarruf olmaz anlayışıyla kamu kaynaklarının âdeta yağmalanmasına müsaade ederken toplumun, tatil kavramını unutmasını ve yangın yerine çevrilen, yağmalanan doğal güzelliklerimizde yapılan otellere de bu ülkenin insanlarını gidemez hâle getirdiğini de vurgulamak isterim. Tatil bütün yurttaşlarımızın yasal hakkıdır. Bu, sadece ayrıcalıklı bir grubun hakkı olmamalıdır diyorum ve hepinize saygılar sunuyorum” şeklinde konuştu.