YÖNETİCİLERE TEŞEKKÜR

Çok güzel atasözlerimiz var.

Bunlardan birisi de “ Bir musibet, bin nasihatten iyidir” olanı.

Hepimiz de iyi biliyoruz ki; bu sözler laf olsun diye oturarak söylenmemiş.

Yaşayarak anlatılmış tecrübe paylaşımları.

Deneme yanılma sistemini de ortadan kaldıran bir anekdot

Hani deriz ya ‘konuşulmaz, yaşanır’ diye.

Aynen öyle.

Yahu üç aydır Koronavirüs salgını tehdidi ile yaşıyoruz. Sağlık kuruluşlarımız, emniyet teşkilatımız insanüstü çaba sarf ederek virüsün önlenmesi için mücadele ettiler.

Doktorlar, hemşireler, yardımcı personeller, polisler, jandarmalar evlerini unuttular.

Şimdi virüsün etkisi azaldıkça normal hayata dönüşlerde başladı.

Trafik akışını anlatmayacağım. İnsanların dışarıdaki davranışlarına dikkat çekeceğim.

Sanki virüs tehdidi yaşanmamış gibi o kadar rahat dolaşıyorlar ki, endişe etmemek mümkün değil.

Tedbirler, mücadeleler boşa yapılmış.

Bir umursamazlık var, bir vurdumduymazlık var.

Üç aylık süreçte konunun uzmanları tarafından yüzlerce binlerce nasihat yapıldı.

Oluşacak üzücü hadiseler örnekleriyle anlatıldı.

Bunu da geçelim. Virüsün hasta ettiği, hayatından ettiği insanlar oldu.

Bunların sayısı öyle üç beş falan değil. Sadece ülkemizde binleri geçti.

Yani nasihatin yanında musibeti gördük.

Çarşıya, pazara baktığımız zaman tek cümle şunu söyleriz.

“Umursamazlığı önleyemedik.”

Koronavirüs salgınının etkili olduğu geçtiğimiz Mart ayından bu yana Konya ve ilçelerinde tedbirlerin uygulanmasında başarılı bir süreci yöneten Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş ve Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, İl Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, Sağlık Müdürü Prof.Dr. Mehmet Koç, S.Ü Rektörü Prof.Dr. Mustafa Şahin, N.Ü Rektörü Prof.Dr. Cem Zorlu ile sağlık ve emniyet çalışanlarına canı gönülden teşekkür ediyorum.

Bu teşekkürümü Konya da yaşayan bir vatandaş olarak yapıyorum.

Çünkü bu süreçte olumsuz, uyumsuz ve kargaşaya fırsat veren bir uygulama yapılmadı.

Elimizde yetki var diye insanlar ağlatılmadı.

İnşallah istediği ayakkabı alınmadı diye annesini merdivenlerden iten genç gibi, normalleşme sürecinde sağlığımızı tehlikeye atacak davranışlardan uzak dururuz.

Unutmayalım.

Bilim Kurulu üyelerinin dikkat çektiği gibi tehlike merdivenin başında duruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi