Zeliha BÜYÜKCENGİZ

Zeliha BÜYÜKCENGİZ

TERZİLİK VE SARAYÖNÜLÜ TERZİLERİMİZ – 4

Sarayönülü hanım terzilerimizin bu meslekteki önemi tüm hemşerilerimiz tarafından bilinmektedir. Bilhassa hanım terziler denince akla ilk gelen isim, “Terzi Naciye” olarak tanınmış Naciye Cankardeş’tir.Kendisi evinde çok terziler yetiştirmiştir. Rahmetli Belediye Başkanları’mızdan Hüseyin Turan’ın eşi Sabahat Turan, Sarayönülü hanımların yakından tanıdığı usta bayan terzilerimizdendir.

Geçen haftalarda isimlerini yazdığımız bay ve bayan terzilerimizin yanı sıra ilerleyen yıllarda terzilik mesleğini öğrenip icra eden çok sayıda terziler yetişmiştir. Bunların bazıları iş yerleri açmışlar ve bu mesleği profesyonel manada yerine getirmişlerdir. Kimileri ise,ailesi ve en yakın çevresi için dikiş dikmişler, ancak iş yeri açmamışlardır. Bayan terzilerin profesyonel oluşu, diktikleri giysilerin zorluk derecesine göre takdir edilirdi.

Örneğin: “Döpiyes”, “Tayyör” gibi hanımlara mahsus bu iki giysi türünü dikmek çok ustalık gerektirirdi. Bu giysiler beylerin “Takım Elbise” modelinin hanımlara uyarlanmış versiyonu idi. En şık bayan kıyafeti olarak adlandırabileceğimiz “Döpiyes”, “Tayyör” ’ü genellikle meslek sahibi hanımlar, öğretmen, esnaf, memur  hanımları ve  kızları giyerdi.

Biçki – dikiş kurslarına talebin gitgide artmasının ardından Sarayönü’nde Pratik Kız Sanat Okulu açılarak bu alanda eğitim – öğretim verilmesi ile nice eğitimli, maharetli kızlarımız yetiştirilmiş, bu okuldan  mezun olup,üretim yapabilecek ve ürettiği ürünü pazarlayabilecek   seviyelere gelmişlerdir. Bunun yanı sıra Halk Eğitim Merkezi bünyesinde uzun yıllar boyunca Sarayönülü hemşerilerimiz terzilik eğitimini almaya devam etmişlerdir.

Sarayönülü terziler içerisinde ihtisas yapanlardan Behzat Aydemir ve Mehmet Ural (Ağaların Mehmet) ihtisas eğitimlerini 1957 yılında Konya’da, 2 yıl boyunca “Paris Modası” üzerine, hemşerimiz Rahmetli Mehmet Ülker’in kız kardeşinin oğlu Tevfik Aksekili Bilgin ustanın yanında , Ali Kağnıcı ise Mersin’de yapmıştır.

Bir diğer terzi kesimine “Tüccar Terzi” denilirdi. Bu tüccar terziler dükkanlarında veya atölyelerinde  hem kumaş satarlar hem de   terzilik yaparlardı. İsteyen müşteriler bu kumaşlardan seçerler, diledikleri giysiyi diktirirlerdi.   Her terzi iş yerinde kumaş bulundurmazdı. Sarayönü’nde terzilik mesleğinin çok revaçta olduğu dönemlerde manifaturacılar oldukça fazlaydı. Halk buralardan kumaşını alır, terziye giysisini diktirirdi.

Mesleğin en gözde olduğu dönemi sorduğumuz da Usta Terzi  Behzat Aydemir, 1963 – 1980’li yıllar arasının  terzilik mesleğinin altın yılları olduğunu beyan etmiştir. Her giyecek için, yaklaşık olarak ne kadar kumaş kullanıldığını sorduğumuzda ise aşağıdaki cevapları aldık:

  • Bir pantolon için : 1.15 m(çift en)
  • Takım elbise : 2.80 m(çift en)
  • Gömlek : 2.30 m(çift en)
  • Pijama : (Altlı Üstlü)5 m(tek en)

Sarayönülü 1.kuşak terzilerimiz düğme, iğne,  iplik gibi çok çeşitli terzilik malzemelerini Sarayönü’nde  “Oflazlar” namıyla tanınan Kadınhanılı esnafın çarşı içindeki büyük alışveriş merkezinden satın alırlardı. Ayrıca Abdullah Bağcı hem malzeme satar, hem de terzilik yapardı.

Sarayönülü 2. Kuşak terzisi Ramazan Şen, Ustası Ömer Faruk Tombak’ tan  terzilik eğitimini almıştır. Ortaokul eğitimini tamamladıktan sonra, polis veya terzi olma hususunda, terzilikte karar kılmış, 1960’lı yıllarda ustası Ömer Faruk Tombak ve terzi Abdullah Bağcı ile birlikte çalışmıştır. Halen Sarayönü Çarşı Camii civarındaki dükkanında terzilik mesleğini sürdürmektedir. 74 yaşında olan Terzi Ramazan Şen, ”60 yıl” dan beri hizmet aşkıyla, konfeksiyon firmalarına karşı terzilik mesleğinin devamı için var gücüyle çalışmaktadır.

Sarayönülü ikinci kuşak terzilerden Ali Kağnıcı, Necati Kağnıcı daha sonraki yıllarda Ankara’da, Bekir Büyükaydın İstanbul’da, Selahattin Bayraktar İstanbul’da ,  Sarayönülü üçüncü kuşak terzilerden İrfan Erdem Eskişehir, Sinop’ta terzilik görevlerini en üst seviyeye çıkarmış ,Sarayönü’müzün yetiştirdiği, medar-ı iftihar vesilesi terzilerimizdir.

Terzilik mesleği, 1980’li yıllarda konfeksiyon giyim (Hazır giyim) ‘in hızla yaygınlaşması neticesinde duraklama dönemine girmiştir. Fakat bu meslek erbabının ustaları her zaman ve her zeminde başarısını ispat ederek, tabiri caizse nice konfeksiyon giyim devleri ile yarışarak ayakta kalmaya çalışmışlar ve hala da çalışmaktalar. Bazı terzilerimiz ise, Türkiye’nin en büyük konfeksiyon firmalarında idari görevlerde bulunmuşlardır.

Örneğin: Behzat Aydemir’in yetiştirdiği Sarayönülü 3.kuşak terzisi İrfan Erdem, Türkiye’nin giyim firmalarının en büyüklerinden “Sarar Giyim”de “Özel Dikim Müdürlüğü” görevini Eskişehir’de başarıyla gerçekleştirmiştir. Bu görevi esnasında dünyanın çeşitli  giyim merkezlerine seyahatler yapmış, giyim sektörü üzerinde araştırmalar , incelemeler gerçekleştirmiş ve Türk giyim sektörüne önemli hizmetlerde bulunmuştur. İrfan Erdem,  Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e özel tasarımla takım elbise dikmiştir. Halen Sinop’ta sahibi olduğu “Hayal Moda Evinde” tasarımını yaptığı giysilerini dikmekte, terzilik mesleğini sürdürmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zeliha BÜYÜKCENGİZ Arşivi