TARİHİ BİR HATIRLATMA

Oğuzlar Boz-ok ve Üç-ok olarak iki gruba ayrılmışlardı.

Üç-okların başında Tuti beğ. Boz-okların başında ise Korkut beğ vardı. Karahanlı Hükümdarları ile iyi geçinmelerine rağmen Karluklar ile araları iyi değildi. Bunu sebebi Karlukların bitmek bilmeyen serserilikleri ve yağmalarıydı.

1141 yılında Karlukların Karahanlılarla savaşı sonrası Oğuzlar Belh bölgesinin doğuna gelip yurt tutmuşlardır. Sayıları bazı kaynaklara göre 40 bin çadır olarak geçse de kesin bir kayıt yoktur.

Belh Valisi Kımac ile Oğuzların arası açıktı. Kımac onların o yöreyi terk etmesini istiyordu. Ani bir hücumdan korkan Oğuzlar bir araya gelirken, bunlara başka gruplarda katıldı.

Oğuzların bölgeyi terk etmeyi reddetmesi üzerine Kımac 10 bin atlı ile üzerlerine yürüdü. Oğuz beğleri ona giderek her ev başına 200 dirhem vereceklerini söylemelerine rağmen, Kımac kararından vaz geçmeyip beğlere çok kötü davrandı.

Öfkeyle geri dönen beğler atlandılar ve Kımac’ın saldırısını beklemeye başladılar.  Ani saldırı yapan Kımac ve ordusunu yenerek onu ve oğluna gereken cezayı verdiler. Belh ve çevresindeki ganimeti de aldılar.

Kımac’ın yenilgi haberi Merv’e ulaşınca Sencer büyük bir ordu toplayıp Belh’e yürüdü. Bunu duyan Oğuzlar büyük bir korkuya kapıldı. Sultana elçiler gönderip Kımac’ın yurtlarına kastettiğini, Sultan’a 100 bin dinar ve 100 Türk genci gönderebileceklerini söylediler. Sultan emirlerinin telkinleriyle onları reddetti. Hatta Sultan Belh’e yaklaşınca sultandan af dilediler. Önceki tekliflerinin yanında her ev için 7 batman gümüş vermeyi teklif ettiler. Ancak Sencer yine emirlerinin ısrarıyla reddetti.

Af dilemelerine rağmen Sencer’in acımaması üzerine daha önce olduğu gibi Oğuzların ruhlarında ki korkunun yerini kızgınlık alınca azimle savaşa hazırlandılar. Sencer’in ordusunun geçeceği dar bir geçide Targan kurdular.(Targan Oğuzların savunma savaşlarında kullandıkları kütüklerden oluşan barikatlar)

Oğuzlar burada Sencer’in ordusunu bozguna uğrattılar. Sencer ve bir kısım askeri perişan bir halde Belh’e kaçtı. Oğuzların yolda yetişmesi üzerine yeniden savaşıldı ve Sencer ağır bir yenilgi alarak Merv’e kaçmayı başardı. Oğuzlar Merv ve çevresini görülmemiş bir şekilde talan ettiler.

Bu sırada Nişabur’a kaçmış olan devlet erkanı Muhammed Tapar’ın oğlu Süleymanşah’ı başa getirmişlerdi. Süleymanşah Merv’e yürüdü. Ancak askerler Oğuzları görür görmez kaçtılar.

Sencer’in ölümünden sonra Oğuzlar Merv yöresine gelip Sultan Mahmud’un hakimiyetini tanıdılar. Ancak emiri Ay- Aba boş durmayıp Oğuzlardan bir bölüğe saldırıp yendi. Daha sonra cesaretlenip yanında Sultan Mahmud ile savaşa gittiyse de ağır bir bozguna uğradı. Oğuzlar Serahs ve Tus’u yağmaladı. Oğuzlar ertesi yıl Sultan Mahmud’u başlarına geçmesi için davet ettiler. Sultan Mahmud korktuğu için gitmedi. Bunun üzerine oğlunu göndermesini istediler.

Mahmut kabul etti. Oğuzlar hükümdarlarını Nişabur’da saygı ile karşıladılar.

Oğuzların başlarında bir hükümdar istemelerinin asıl sebebi hem siyasi güçlerini sağlamlaştırmak, hem de beğler arasındaki uyuşmazlığı çözüp birliği sağlayacak biri olmasını istemelerinden kaynaklanır.

Yani siyasidir.

Burada anlatılanlar bugünkü gibi düzenli orduları dahi olmayan Oğuzların vatan diye sahiplendikleri topraklarından güçlü ordular dahi olsa kimsenin çıkaramayacağıdır.

Sınırımızda ne idüğü belirsizlere 200-300 tır silah gönderip Türkleri endişelendireceğini zannedenler, taa 1141 yılında bu milletin ecdadın kimleri perişan ettiğini unutmasınlar.

Kıbrıs, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı bu ordunun küçük bir ısınma hareketidir. Yakın tarihte olan Çanakkale’yi, Kut’ül Amare’yi ve İstiklal Harbi’ni hatırlatmıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi