Sarayönü'nü ne kadar tanıyorsunuz?

Sarayönü'nü ne kadar tanıyorsunuz?
Sarayönü, geçmişi tarih öncesi dönemlere kadar uzanan bir ilçe. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapan ilçe, bugünlerde biraz gölgede kalmış olsa da hatırı sayılır bir tarihe sahip. Dar bir kesimin bilgi sahibi olduğu Sarayönü...

Sarayönü, geçmişi tarih öncesi dönemlere kadar uzanan bir ilçe. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapan ilçe, bugünlerde biraz gölgede kalmış olsa da hatırı sayılır bir tarihe sahip. Dar bir kesimin bilgi sahibi olduğu Sarayönü ile ilgili, yazılı ve görsel kaynaklar da bir hayli sınırlı. Sarayönü halkının, yaşadığı ilçeyi tarih, kültür, sanat, turizm ve tarım açısından daha iyi tanıyabilmesi ve anlayabilmesi için, bu haftadan itibaren, "Geçmişten günümüze Sarayönü" başlığıyla yeni bir yazı dizisi başlatıyoruz.

Sarayönü Sempozyumu kitabını kaynak olarak kullanacağımız yazı dizisi ile ilçe içinden ve dışından insanların, Sarayönü hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilmesini amaçlıyoruz. Aynı zamanda önemli bir kaynak olan gazetemizde yayınlayacağımız bu yazı dizisi sayesinde ilçe hakkındaki bilinmesi gerekenlerin arşivlerde ölümsüzleşmesini hedefliyoruz.

Bu hafta ilçenin genel bir sunumunun yer alacağı yazımızda gelecek haftadan itibaren, ilkçağdan günümüze kadar, kayda değer ne varsa tüm bilgileri siz okurlarımızla paylaşacağız.

İşte Sarayönü tarihinin özeti:

"Sarayönü İlçesinin tarihi Tarihöncesi dönemlere kadar inmektedir. İlçede Pazar Höyük, Başhöyük, S. Karatepe, İrmelik Höyük, Ertuğrul Höyük, Akdoğan Höyük, Konar Höyük, Çesmelisebil Höyük, Gamel Höyük, Kuyulusebil Höyük, Kurşunlu Kale Höyük, İbrahim Dede Höyük, Ladik Höyük, Zengi Höyük gibi yerleşmeler, Kalkolitik çağdan Demir çağına kadar uzanan kültürleri temsil etmektedirler. Hitit, Frig, Roma ve Bizans gibi uygarlıklar ise bölgenin siyasi ve idari tarihinde büyük bir rol oynamışlardır.

Laodicea (Combusta) olarak bilinen Ladik, Roma döneminde önemli bir idari merkez olmakla birlikte, Romanın Efes ten başlayarak Melitea ya (Malatya) uzanan doğu askeri yolunun bağlantısını oluşturmaktaydı. Bölge, Türkiye Selçukluları döneminde Türklerin eline geçmiştir. Sarayönü bulunduğu coğrafi yapı itibarıyla batıdan Konya ya geçişin son durak yeri olduğu için, Selçuklular döneminde Haçlıların yağma ve talanına uğramıştır. Sarayönü Selçukluların son döneminde, güney doğusunda Saidili ile, güneyinde Ladik dağları eteğinde Bozok ili (Öziçi) adı ile bilinen iki kasaba halkından oluşmuştur. Bu kasabalardan göç edenler Sarayönü'nün kuruluşunda öncü olmuşlardır. Sarayönü nü Osmanlılar almadan önce, Karamanoğulları ve Turgutoğulları hakim olmuştur.

İlçe önceleri Sarayönü Turgut Beyoğlu Pir Hüseyin Bey Camii çevresinde gelişmiştir. Bugünkü şehir merkezine kayması ise II. Abdülhamit zamanında Anadolu-Bağdat-Hicaz Demiryolları yapımı projesi çerçevesinde demiryolunun geçmesi ile sağlanmıştır (1896). İlçeden geçen demiryolu ve binası bir Alman firmasına yaptırılmıştır. Demiryolunun geçmesi ile ilçeye hareketlilik gelmiş bu durum milli mücadele yıllarında kendini göstermiştir. Halk da yeni yerleşim yerine “İskele” demeye başlamıştır.

Sarayönü nün coğrafi yapısı nedeniyle, ilk ahalisi kervancılık yapmak suretiyle geçimlerini temin ediyorlardı. Cihanbeyli yaylası üzerinden geçirilerek Tuz Gölü havzasından alınan tuz, kira ile İzmir e uzanan yol boyunca taşınırdı. İlçede halk geçimini bugün tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Son yıllarda modern büyükbaş hayvancılığın yapıldığı bölgelerden biri haline gelmiştir. Ayrıca modern tarım araçları ile buğday, arpa, çavdar ve yulafın yanında özellikle devlet teşvikleri ile yem bitkisi olan fiğ ekimi yapılmaktadır."