Zeliha BÜYÜKCENGİZ

Zeliha BÜYÜKCENGİZ

SARAYÖNÜ’NDE UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ, DÜĞÜNLE İLGİLİ KAVRAMLAR – 2

Gelenek ve göreneklerimizi gelecek kuşaklara aktarmak, sürekliliğini ve yaşatılmasını sağlamak, Örf ve adetleri, ritüelleri unutturmamak gayesiyle hazırladığımız bu çalışmada Sarayönü’nde unutulmaya yüz tutmuş, “düğün ritüelleri (törenleri)” ile ilgili kavramları açıklamaya ve bu kavramlar hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz.

DAVET (OKUNMA, ÇEBİÇ DAVETİ):

Çebiç davetine düğünden önceki çarşamba, perşembe günü, damat evinden  “okuyucu” adı verilen kişi tarafından, davet edilecek eşraf çebiç davetine okunurdu yani davet edilirdi. Cuma günü akşamı verilen  “Çebiç Daveti” ne gelmesi istenen ailenin yakın akrabalarına ayrıca söylenir, “Hem Çebiç Daveti’ ne hem de “Düğüne” davetlisiniz” denirdi. Diğer misafirler ise sadece düğüne davet edilirdi.

EV ÇAKMA:

Ev Çakma, düğünden önceki perşembe veya cuma günü gelin kızın çeyizlerinin, kız evinden maharetli, tecrübeli hanımlar tarafından damat evine götürülüp, “Gelin Evi’nde” evin en güzel yerinde sergilenmesidir. Çeyiz evin odalarına serilerek ve evin duvarlarına çakılarak  veya  duvarlara çakılan çivilere gerilen iplerin üzerine atılarak, damadın evi ve gelinin yeni evi adeta sanat eserlerinin sergilendiği bir sergi sarayı haline getirilirdi. Önceki süreçte gelinler kayınvalidelerinin yanlarına indiğinden yani aynı evi paylaştıklarından dolayı, kayınvalidenin oturduğu evin bir odası, gelin odası olarak hazırlanır ve buraya çeyiz çakılırdı. Çakılan bu çeyizlere düğün sabahı bakılırdı. Gelinin çeyizlerine bakıldığı günün adına “Gelin yanı” adı verilirdi Bunun yanı sıra “Yorgan kaplama” dediğimiz bir adet de vardır ki, çeyiz için hazırlanan yorganların kaplanması işini akrabalardan bekar ve annesi hayatta olan genç kızlar yapardı. Ev çakma töreni ile sergilenen çeyizler, gelin kızın ailesinin sosyal statüsünün ölçütünü oluştururdu. Şayet gelinin çeyizi çok ve güzelse, geline hem damadın ailesi, hem de çevresi tarafından daha çok itibar edilir, değer verilir.

 “Ev Çakma”  kavramı, el emeği ve göz nuru sarf edilerek bin bir emekle yapılan, maliyeti oldukça yüksek  “Sandık Çeyizleri’nin” evin her tarafına serilip, yer kalmadığı için de boş duvarlara çivilerin çakılıp iplerin gerilmesi, çeyizlerin buralara tutturulmasından dolayı kullanılırdı.

Bu çeyizler ise, “Danteller”, “Kanaviçeler”, “İğne Oyalı ve Tığ İşi Çemberler” ,”Türk İşi”, “Beyaz İş”, “Antep İşi”, ”Aplike nakışlar”, “Sarma nakışlar” , “ Bursa İpeğinden, Boncuk İşlemelerinden El İşleri” , “Sim Sarma” ,“Dantel Anglez”, “Çin İğnesi”, İğne Oyasından Çok Değerli El İşleri”, “Makine Nakışları”, “Dantel veya “Etamin” Yastık Dolamaları veya Yaygıları”,  “Nakış Türleri İle İşlenmiş Yatak Örtüleri”, “Nevresim Takımları”, “Pike Takımları”, “Battaniyeler”, “Uyku Setleri”, “Masa Örtüleri”, “Bornoz Takımları”, ”Seccadeler, “Dantel İşlemeli  Havlu Takımları”, “Yorganlar”, “Yastıklar”, “Salon İçin Örtü Takımları” (Masa, fiskos, sehpa örtüleri, peçeteler), “Mutfak İçin Örtü Takımları”, “Banyo Setleri”, “Hurçlar”, “Her Çeşit Oda Takımları”, “Amerikan Servis Takımları”, “Antika Çeyizler”, “El Emeği ile hazırlanan, Tığ ve Şişlerle Orlon, Simli, Yünlü iplerden Yemeniler, Patikler, Lifler”, “Alez, Kırlentler”, Yemek Odası Takımları ve daha pek çok Sandık Çeyizleri’nden ibaret idi.

Böylelikle gelin kızın annesinin kızına yaptığı ve yaptırdığı çeyizler ve babasının cömertliği, kızlarına verdiği değerin bir ölçüsü olarak görülür, “Yüz Açımı” töreninde çeyize bakmaya gelen kişiler de bunu kendi aralarında ya eleştirirler, ya da övgüyle bahsederlerdi. Çeyizi ve “Galiyet adı verilen törende götürülen gelin kızın dürüsü çok güzel olursa gelinin itibarı da o denli fazla olurdu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zeliha BÜYÜKCENGİZ Arşivi