Ramazan burukluğuyla geliyor

Ramazan burukluğuyla geliyor
Yeryüzündeki tüm müminlerin heyecanla beklediği Ramazan ayı bu yıl buruk bir şekilde geliyor. Tüm dünyada olduğu gibi Sarayönü'nde de Müslümanlar, Perşembe gecesi sahura kalkıp Cuma günü ilk oruçlarını tutacak. Koronavirüs...

Yeryüzündeki tüm müminlerin heyecanla beklediği Ramazan ayı bu yıl buruk bir şekilde geliyor. Tüm dünyada olduğu gibi Sarayönü'nde de Müslümanlar, Perşembe gecesi sahura kalkıp Cuma günü ilk oruçlarını tutacak. Koronavirüs salgını nedeniyle bu Ramazan ayında camilerin kapalı olması nedeniyle vakit namazları ve Cuma namazlarının yanı sıra teravih namazları kılınamayacağı için manevi hava da önceki yıllarda olduğu kadar hissedilemeyecek. Çarşıda, pazarda ve pide fırınlarında da geçtiğimiz yılların canlılığı olmayacak. Bu yıl bayram namazı ve bayramlaşma da olmayacağı tahmin ediliyor.

11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayının başlamasına 4 gün kaldı. 4 gün sonra ilk ilk sahura kalkılacak ve niyet edilerek ilk oruç tutulacak. Normal şartlara göre 3 gün sonra yine ilk teravih namazı kılınacaktı. Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgınına karşı önlem amacıyla Türkiye'de cemaatle namaz kılmaya ve ibadet etmeye  yaklaşık 5 hafta önce sınırlama getirildi. ,

Türkiye'de 5 haftadır cemaat ile Cuma namazı kılınmazken, Miraç ve Berat Kandili'nde de Camiiler boş kaldı. Herkesin merakla beklediği “Ramazan ayında cemaat ile teravih namazı kılınacak mı?” sorusunun cevabı da gün geçtikçe daha fazla netlik kazanıyor. Bu yıl Ramazan ayında Camiilerin açık kalacağı fakat cemaat ile teravih namazlarının kılınmayacağı öğrenildi. Müslümanlar, bu yıl buruk bir Ramazan geçirecek.

Ramazan Kur’an ayıdır

Ramazan ayı ve oruçla ilgili görüşlerini aldığımız Sarayönü İlçe Müftüsü Şevket Karaca, İslam’ın en temel ibadetlerinden bir tanesinin oruç olduğunu belirterek, "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Cenab-ı Allah Bakara suresinin 185'nci ayetinde şöyle buyuruyor: "Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir." Ayet ve hadisi şeriflerde önemi çok açık bir şekilde belirtilen oruç ibadetini yerine getirdiğimiz yeni bir ramazan ayının arefesindeyiz. Bizler için her yönüyle gerek maddi gerekse manevi olarak kendimizi bir çekaptan geçirip yenileyeceğimiz bir ay. Peygamber efendimizin ifadesiyle ümmetin ayı; yani ümmetin kendisi için fırsat bilmesi, gafil olmaması gereken ay." dedi.

Ramazanı fırsat bilelim

Bu ayın büyük hakikat ve bereketleri içerisinde barındırdığını anlatan Karaca, "Müslümanlar ve İslam Ümmeti için bulunmaz bir hazinedir. Silkinip kendimize, asli kimliğimize dönmeliyiz. Bu ramazanı hayatımızda dönüm noktası yapıp rahmet ve mağfiret kapısından içeri girmeliyiz ve bir daha da geri dönmemeliyiz. Ramazanın vesile olduğu yüce mertebeden aşağıya inmemeliyiz. Ramazan atalet ve tembelik ayı değil, bilakis tüm yıla yetecek enerji ve motivasyonu depolama ayıdır. İslami bir kişilik ve Rabbani bir toplum inşa etme hususunda Ramazanı bir fırsat bilmeliyiz. Ramazan, diriliş ve arınmadır. Ramazan, mücadele ve kıyamdır. Ramazan, sabır ile yoğrulup uzun ve kutlu bir çilenin meyvesine talip olma sürecidir. Ramazan, kenetlenme ve vahdet iksirini içme ayıdır. Ramazan, mahrumlar ve ezilmişler ile dayanışma zemininde bir araya gelmedir. Ramazan, kul olduğunu, aciz ve zayıf olduğunu hatırlamadır. Ramazan, hayatın gerçek anlamını anlama ve hikmet pınarlarından içmedir. Ramazan, masivayı terk edip ilahi dergaha yönelmedir. Ramazan, tüm korkulardan ve dünyevi bağlardan azad olup özgürleşmedir." şekilde konuştu.