ÖMER MEYDAN OKUYOR

Ömer  bütün  varlığını  saran  saadete  ermiş,

Bütün heyecan, hulus-i kalple şehadet getirmiş.

Orada bulunan insanlar, bu manzara karşısında,

Kendilerini  tutamadılar, coştular  orada.

Ömer kendini vahiy sahibi eline bırakmış,

Ömer, iradesini  İslam  iradesine  atmış.

Sevinçle, yüksek sesle tekbir alıp,  hepsi coştular,

Allah'ü  Ekber  sedasıyla  Mekke'yi  çınlattılar.

Bu Sedalar, Mekke ufkunu göklere yükseltiyor,

Mekke semalarında dalgalanıp, çalkalanıyor.

Ömer '' Kardeşlerimin sayısı ne kadar?'' dediler,

Sizle  birlikte  kırk  kişiyiz  cevabını verdiler.

''Öyle ise ne duruyoruz, haydin Kâ'be'ye gidelim,

Orada  birlikte yüksek sesle tekbir getirelim.''

Rasülullah önde, Ömer sağında, Hamza solunda,

Diğer  müslümanlar  ise  bunların  arkalarında,

Dar-ı Erkam'dan çıkıp, Kâ'be'ye ilerliyorlardı,

Tekbir  sesini  inlete  inlete  gidiyorlardı.

Müşrikler de Muhammed'in kellesini bekliyorlar,

Ömer' i  hepsini  toplamış  getiriyor  sandılar.

Ama Ebu  Cehil,  cin fikirli  adam  kuşkulanmış,

Bundan  hoşlanmamış, birazdan bu gerçek anlaşılmış.

Ömer'e arkanda kimler var neyle geldin dediler,

Allah'ın  Rasülü'y le  geldim  cevabını  verdiler.

Ömer, ''Beni bilen bilir kimse yerinden kalkmasın,

Yoksa  kellesini  vururum, bize  karşı  çıkmasın,

Anasını  ağlatmak, eşini dul  koymak isteyen,

Varsa çıksın karşıma benimle vuruşmak isteyen.''

Ömer hangi maksatla gitmiş, şimdi nasıl gelmişti,

O,  hidâyet-i   ilahinin   şerbetini   içmişti.

Müslümanlar Kâ'be de rahatça bir namaz kıldılar,

Kendilerini   tanıtmak   şerefine    kavuştular.

Bu olay karşısında müşrikler korkup şaşırdılar,

Her hangi bir olay olur korkusuyla kaçıştılar.

Namaz kılmanın zevkini Kâ'be de alan insanlar,

Bundan sonra burada kılmak istedi müslümanlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi