Muhafazakarlık

Sözlükte, bir şeyi muhafaza etmek, korumak manasına gelir. Günlük kullanımda ise birçok manayı barındırır.

Ülkelerin belli başlı düşünce kalıpları arasına çoktan girmiştir, muhafazakarlık kelimesi. Geçmiş değerlerine bağlı, geleneksel düşünce biçimine sahip, inançlı kimselere muhafazakar denir. Ancak birçok kelimede olduğu gibi muhafazakarlık kelimesi de koca bir ideoloji savaşının ortasında kalmıştır. Kimileri muhafazakarlığı gericilik olarak yorumlamış, kimileri de  teknoloji düşmanı diye nitelemiştir.

Savaştan nasibini alan muhafazakarlık, bazen de bir pazarlık unsuru olarak kullanılmaya çalışılmıştır. Her türlü fikir kalıbına girebilen kim varsa, muhafazakarlık kalıbına da sokabilmiştir kendini.

Peki, asıl muhafazakarlık nedir ve muhafazakar kimdir?

Açıkçası bu kelime 20. Asırda karşımıza çıktı. Çünkü bu kelimenin zıddı olan diğer kelimeler henüz sahnede değildi. Örneğin sağcılık  solculuk kavramları 200 sene evvel yoktu. Osmanlı imparatorluğu tarih sahnesindeki süresini tamamlayınca solculuk, devrimcilik gibi kelimeler lügatimizde sıkça yer aldı. Çünkü bu kelimeler eskinin gidip yerine yeni olanın gelmesi gerektiğini savunuyordu. Düzenin devrilmesi demek, bazı gelenek ve göreneklerin de kaybedilmesi demekti.

Solculuk, devrimcilik gibi kavramların karşısında yeni kavramlar yükseldi. Çünkü herkes bu görüşleri benimsememişti. Geçmiş değerlerine bağlı, geleneklerini muhafaza edenlerin kelimeleri olmalıydı. Oldu: sağcılık, muhafazakarlık...

Bu durum tablonun uzaktan görünen kısmıdır. Bir de görünmeyen kısmı var. Ya da tozlar altında kalmış kısmı... her kelimenin mensubu karşıdakinin boşluğundan faydalanıyor. Mesela devrimciler muhafazakarlara diyor ki: “siz geride takılı kaldınız, ileriyi takip edemediniz.“

Muhafazakârlar da devrimcilere diyor ki: “ siz de değerlerimizi hiçe saydınız, Avrupa dan ideoloji devşirip kimliğinizi unuttunuz.”

Burada haklı olanın kim olduğunu tartışmayacağım. Sadece kavramların üzerindeki tozları temizleme gayretindeyim.

İşte muhafazakarlık bu sisli ortamın içerisinden çıkarak gelmiş, bugün karşımızda durmaktadır.

Herkesin bu kelimeye yükleyeceği bir anlam vardır elbet. Bana sorarsanız , bir ülkenin kimlik kartıdır, muhafazakarlık. Çünkü değerleri muhafaza etmek, kimliğini bilmek demektir. Manevi değerlerine sahip çıkan, vatanını milletini seven herkes muhafazakardır. Muhafazakarlık sadece toplumun kemikleşmiş bir kitlesinin sıfatı değil, herkesin içinde olması gereken bir içgüdüdür.

Kelimeler hakikatin görünen kısmını anlatır. Görünmeyen kısmı anlamak kolay değildir. İşte bu görünmeyen kısımlar kelimenin zayıf noktası haline gelir, onu iftiralara maruz bırakır. Muhafazakârlığa “geride kalmışlık” denildiği gibi... Hakikatin perde arkasını görebilmek büyük bir devlettir. İnsanı gaflet çukurundan kurtarır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi