Mevlid-i Nebi haftası kutlandı

Mevlid-i Nebi haftası kutlandı
Sarayönü'nde hafta boyunca Mevlid-i Nebi haftası etkinlikleri çerçevesinde, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in doğumu kutlandı. Sarayönü Müftülüğü'nün gerçekleştirdiği etkinliklerle dolu dolu kutlanan hafta halka verilen...

Sarayönü'nde hafta boyunca Mevlid-i Nebi haftası etkinlikleri çerçevesinde, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in doğumu kutlandı. Sarayönü Müftülüğü'nün gerçekleştirdiği etkinliklerle dolu dolu kutlanan hafta halka verilen konferans ile sona erdi. Mevlid kandilinin idrak edilmesiyle başlayan Mevlid-i Nebi haftası kapsamında müftülük tarafından ziyaretler, yemek programları, hatip programları ve konferans düzenlendi. Perşembe günü halkın yoğun katılımı ile gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Necmettin Erbakn Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker katıldı.

Sarayönü'nde, Peygamber Efendimizin doğduğu, alemleri ve dünyamızı şereflendirdiği günün içinde yer aldığı Mevlid-i Nebi haftası kutlandı.

Sarayönü Belediye Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen programa Kaymakam Tarık Bahadır, Belediye Başkanı Nafiz Solak, daire amirleri, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile açılan program, Kur’an-ı Kerim Tilavetiyle başlatılırken, sonrasında kürsüye gelen Sarayönü Müftüsü Şevket Karaca, açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Kendimizi hesaba çekelim

Açılış konuşmasında Müftü Karaca, "Bugün çarşıda, pazarda sorduğumuzda elhamdülillah müslümanız diyoruz ama gerçekten Allah'ın emir yasaklarını ne kadar uyguluyoruz. Kuru kuru ile ikrar bizi kurtarmaya yeterli olmayabilir. Gereklerini ne kadar yerine getiriyoruz. Hayatımıza yansıtabiliyor muyuz? Bundan dolayı toplumda bir çok sıkıntı meydana geliyor. Mezardakilerin pişman olduğu leyler için dünyadakiler birbirini yemeye başladı. İnsanlar artık çocuklarından şikayet ediyor. Çocuğun ayağına batan diken ya bizim ektiklerimizdendir ya da biçmediklerimizdendir. Dönüş Allah'a olacağını, yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizi biliyoruz. Hesaba çekilmeden biz kendimizi hesaba çekelim." dedi.

Açılış konuşmasının ardından şair Edip Önal, Mevlid-i Nebi şiirini okudu. Şiir salondakilerin büyük beğenisini topladı.

"İki nimetimiz var"

Program Necmettin Erbakn Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker'in konferansı ile devam etti.

Çeker, konuşmasında, "bugün size üzerinde bulunduğumuz iki nimetten bahsedeceğim. Birincisi peygamber efendimizin son peygamber olması. Bunu pek düşünmüyoruz, bilmiyoruz. Balık içindeyken suyun kıymetini bilmez. Bizde öyleyiz. Dışarıdan bakıldığında bunun nimeti daha iyi görülüyor. Hz. Adem'den bu yana gelen insanlar arasında en şanslıları biziz. Yeryüzünde Hıristiyanlar, Yahudiler, Budistler var. En son bizim peygamberimiz geldi. Son peygamber olmasaydı büyük ihtimal bizde onlar olabilirdik. Bunu düşünüyor ve ürperiyorum. Bunun için bütün hamt ve şükürler azdır." dedi.

"Bizde gayrimüslimlerden olabilirdik"

Prof. Dr. Çeker, son peygambere sahip olmanın rahatlığına dikkat çekerek, "Bugün bir köyün bir yaylasında bir kişi çıkıp ben peygamberim bana vahiy geliyor dese ne yapacağız. İnanmayıp kendi dinimize devam etsek ve o gerçekten peygamber olsa halimiz nice olur. Veya inanıp dinimizi değiştirelim desek bugün kaç kişi kolayca dinini değiştirebilir. Bunun sonu ne olur. O zaman bizde Hıristiyanlar, Yahudiler gibi olabilirdik. Ama bugün böyle bir endişemiz yok. Peygamberimizin son peygamber olmasından dolayı bugün birileri çıkıp peygamberim dese hadi oradan der geçeriz." şeklinde konuştu.

"Bedavadan ümmet olduk"

Binlerce yıl özlemi çekilen son peygamberin bedavadan ümmeti olduğumuzu kaydeden Orhan Çeker, şunları söyledi, "Ümmeti Muhammet  olmasa şansımıza gelince... Allah bütün peygamberlerden söz almıştır. O son peygamber geldiğinde ona tabi olacaksınız demiştir. Bütün peygamberler son peygamberim özlemiyle yaşamıştır. Budistlerin mukaddes kitaplarında bile peygamberimizin adı geçmektedir. Biz bugün bedavadan o peygamberin ümmeti olduk. Bunun kıymeti çok büktür ve bunun kıymetini bilmemiz çok önemlidir."

Peygamberi dışlama sapkınlığı başladı

Günümüzde peygamber efendimiz dışlama furyası başlatıldığını anlatan Çeker, "Zamanımızda birde peygamberi dışlama furyası başladı. Kur'an-ı Kerim'e Allah'a inanıyoruz Peygamberi yok sayıyoruz diyorlar. Haşa peygamber efendimiz bir postacıymış ve Kur'an-ı kerim'i getirince görevini tamamlamış. Bunlar apaçık bir sapkınlıktır." dedi.

Genç yaşı küçüklük değildir

Gençliğin insanın içinde olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Çeker, konferansını şu sözlerle tamamladı: "Bu ümmet birbiriyle güzel geçinir, dövüşmezse peygamber efendimiz kabrinde rahat eder. Biz birbirimizle kavga eder durursak peygamber efendimizi kabrinde rahatsız eder dururuz. Peygamber efendimiz ve gençlik konusuna gelince; genç yaşı küçük olan demek değildir. İçinde Muhammed'i, sorumluluk duygusunu, bir aşkı barındırandır genç. Yiyip içip yatanlar piri faniden başka bir şey değildir. İnsan içinde bir amaç, gaye heyecan barındırıyorsa o 80 yaşında olsa bile gençtir."

Son bölümde Kaymakam Tarık Bahadır'ın konuşmasına ayrılırken, Kaymakam Bahadır, toplumsal sıkıntılara, dürüstlük, ahlak gibi erdemlere değindi.