HUZURU RASÜLULLAH

Kur'an hocası Habbap gizlendiği yerden çıkıyor,

Rasül-i  Ekrem'in  duasını  O'na  açıklıyor.

Ey Ömer, Rasülullah aynen şöyle dua etmişti,

Ya Rab, dini Ömer'den biriyle aziz kıl demişti.

Bu saadet ve devlet sana nasib müyesser oldu,

Rasülullah'ın  yaptığı  bu dua  sana  maloldu.

İki Ömer'den murat, biri Hattap oğlu Ömer'di

Diğeri Haşim'in oğlu Amr, yani Ebu Cehil'di.

Ömer müjdeyi de duyunca O'na gitmek istedi,

Beni  Rasül'ü  Ekrem'in  yanına  götürün  dedi.

Rasülullah o anda safa dağının  eteğinde,

Dar-ı erkam da idiler, Ashap Erkam'ın evinde,

Kapıda duran görevli, içeriye haber verdi,

Ömer'in oraya süratle geldiğini söyledi.

İçer de onun geldiğini duyanlar telaşlandı,

Yalnız içlerinden Hazret-i Hamza telaşlanmadı.

''Eğer iyilikle gelmişse hoş geldi sefa geldi,

Değilse geleceği gibi, göreceği de  var'' dedi.

Hamza, elini kılıcın kabzasından tutup durdu,

Eli  tetikte  içeri  girmesini  bekliyordu.

Bu manzarayı seyreden Rasülullah sa yüzünde,

Tebessüm tebessüm bakıyordu parlayan nuruyle,

Çünkü vahyi ilahi Rasülullah'a müjdelenmiş,

Ömer'in  islama  katılacağı  haber  verilmiş.

Allah'ın Rasül'ü oturduğu yerden emir verdi,

Telaş edecek bir şey yok, salın Ömer  gelsin dedi.

Ömer, heybetli haliyle hemen içeriye daldı,

Doğru Rasülullah'ın önüne gelip, çöktü kaldı.

Gözleri Rasülullah'ın gözleriyle karşılaştı,

Bu bakış O'nu, ilahi tesir altında bıraktı.

Ruhu Peygamber'in mübarek nuruyla kaynaşıyor,

Kalbini Peygamber'in mübarek elinde sanıyor.

Rasülullah eliyle Ömer'in omuzundan tuttu,

''Dediklerimi tekrar et ya Ömer'' diye buyurdu.

Peygamber'in yüce sesi, ardından Ömer'in sesi,

Duyuldu  Kelime-i  Şehadeti  tekrar  etmesi,

Ömer  bütün  varlığını  saran  saadete  ermiş,

Bütün heyecan, hulus-i kalple şehadet getirmiş.

Orada bulunan insanlar, bu manzara karşısında,

Kendilerini  tutamadılar, coştular  orada.

Ömer kendini vahiy sahibi eline bırakmış,

Ömer, iradesini  İslam  iradesine  atmış.

Sevinçle, yüksek sesle tekbir alıp,  hepsi coştular,

Allah'ü  Ekber  sedasıyla  Mekke'yi  çınlattılar.

Bu Seda, Mekke ufkunu göklere yükseltiyordu,

Mekke semasında dalgalanıp, çalkalanıyordu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi