Hafızlık eğitimine büyük destek

Hafızlık eğitimine büyük destek
Sarayönü Müftülüğü ve Sarimder, ilçede eğitim veren hafızlık kursunu canlandırmak için yeni bir proje başlattı. Sarayönü Müftüsü Mustafa Topcu, bu dünyada ulaşılacak en büyük şerefin, hafızlık olduğunu söyledi....

Sarayönü Müftülüğü ve Sarimder, ilçede eğitim veren hafızlık kursunu canlandırmak için yeni bir proje başlattı. Sarayönü Müftüsü Mustafa Topcu, bu dünyada ulaşılacak en büyük şerefin, hafızlık olduğunu söyledi. Yetişen hafız sayısını arttırmayı hedeflediklerini anlatan Sarimder Başkanı Ahmet Turan ise kursa başlayan talebelerin tüm giderlerinin ücretsiz olarak karşılanacağını dile getirdi. Feyzi Fatma Demirpolat Kız Kuran Kursu bünyesinde faaliyet gösteren hafızlık kursuna katılan talebelerin, barınma, beslenme, giyim giderleri ücretsiz olarak karşılanacak. Bunun yanında talebelere burs verilecek. Yatılı hafızlık kursuna, açık lise okuyan, lise mezunu, açık üniversite okuyan veya okumayan her kız başvurabilecek.

Sarayönü Feyzi Fatma Demirpolat Kız Kuran Kursu'nda ikinci dönem hafızlık eğitimi kayıtları başladı. Müracaatlar Kuran kursu ve ilçe müftülüğü tarafından kabul edilecek. Hafızlık kursunun tüm giderleri Sarimder ve hayırseverler tarafından karşılanacak. Sarimder Başkanı Ahmet Turan, hafızlık eğitime başlayan talebelerin, mezun oluncaya kadar tüm ihtiyaçlarının ücretsiz olarak karşılanacağını söyledi. Açık lisede okuyan veya lise mezunu olan her kızın kursa kayıt yaptırabileceğini anlatan Turan, vatandaşlara çağrıda bulunarak kız çocuklarının hafızlık eğitimi almaları konusunda özen göstermelerini istedi. Hafızlığı başlamanın tarihi olmadığını kaydeden Turan, "her zaman kayıt yaptırılabilir. Hafızlık eğitimleri, diyanete bağlı beş bayan hocamız tarafından verilecek. Aile ortamının sıcaklığında talebelerin her türlü ihtiyacı karşılanacak" dedi.

"Hafızlık kalbi mushaflaştırır"

Sarayönü Müftüsü Mustafa Topcu da, hafızlığın çok özel bir eğitim faaliyeti olduğunu anlattı. Hafızlığın, kalbini kurana adamak olduğunu dile getiren Topcu, "Hafızlık iklimine girince, huzur, rahmet, melek kuşatması ve Allah Teâlâ nın nezdinde anılmak vardır. Yorgunlukların sonunda çevresine şefaat edecek mertebeye ulaşmak, özellikle de anne ve babasını cennette taçlandırmak vardır. Semeresi güzellik olan bir çabadır hafızlık. Yüce Allah hatırına Kur'an ezberlenir ve onu ezberleyenler saygıya en layık kimselerdir. Hafız olmak, Kur'an'ı sadece hafızaya yüklemek değil, onun anlamını da yüklenmektir. Hafız olmak, kalbi mushaflaştırmaktır. Mushaflaşma, Ehli Kur'an olmak, Kur'an ahlakıyla ahlaklanmaktır. Birçok ayet ve hadisi şerifte bu hafızlık şerefine özellikle vurgu yapılmıştır" dedi.

Hafızların, Asrı-ı saadetten ahir zamana kadar gelen nurun taşıyıcıları olduğunu anlatan Müftü Topcu, Kuran-ı Kerim'in muhafazası ve gelecek nesillere aktarılmasının her Müslümanın üzerine farz olduğunu söyledi.

Topcu, hafız anne ve babası olmanın büyük bir ayrıcalık olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: "Sevgili Peygamberimiz: “Kim Kur'an'ı okur, ezberler ve onunla gereği gibi amel ederse, kıyamet günü anne ve babasına ışığı güneş aydınlığından daha parlak bir taç giydirilir ve yine onun anne ve babasına değeri dünyalara değişilmez iki elbise giydirilir. Onlar: Bunlar bize niçin giydirildi' diye sorduklarında; kendilerine: Çocuğunuzun Kur'an ezberlemesi ve öğrenmesinden dolayı diye cevap verilir.” buyurmaktadır."

"Hafızlık engel değil yardımcıdır"

Dünyevileşmenin neticesinde ihmalkarlığın arttığına değinen Topcu, "Bizlere verilen bu kadar müjdeler ve üzerimizde bulunan farzı kifaye külfetine rağmen zamanımızda bütün dünyayı saran dünyevileşmenin esiri olan Müslümanlar bu mühim vazife konusunda ihmalkâr bir duruma düşmüşlerdir. Anne ve babalar çocukların çeşitli dallarda meslek sahibi olması için bütün gayretlerini sarf etmekte hatta onlarla beraber her türlü sınav stresini yaşamakta ancak ahireti ile ilgili yapması gereken vazifeleri ve sınavları maalesef yok saymaktadır. Hâlbuki çocuğunun hafız olması başka meslekleri yapmasına engel değildir, bilakis en büyük yardımcısıdır. Nitekim önceki İslam medeniyetlerinde yetişen büyük âlim ve bilim adamlarımızın tamamı hafızdır" dedi.

"Büyük hürmet gösterilirdi"

Tarihte hafızlar için büyük imtiyazlar tanındığını belirten Topcu, "Ecdadımızdaki uygulama her evladının hafız olması, buna imkân yoksa en azından bir tanesinin hafız olması suretiyle üzerlerindeki mesuliyetin atılması şeklindeydi. Bu sebeple hafızlık için ayırdıkları evlatlarına ayrı bir değer verirler ve onun için her şeyi yaparlardı. Hafız olan kişiyi yürüyen Kuran olarak telakki ederler, onu başköşeye oturturlar, önünden yürümezler. Abdestsiz ona el dokunmazlardı. Osmanlı Devleti, onlara bilmeden bir hürmetsizlik ve terbiyesizlik yapılmasın diye onların bu özelliklerini gösterecek bir elbise ve sarık sarmalarına izin vermişti. Böyle bir imtiyazı ise başka hiçbir sınıfa vermemiştir" şeklinde konuştu.