Geçmişten günümüze "Sarayönü"-63

Geçmişten günümüze "Sarayönü"-63
ADBİLİM ÇERÇEVESİNDE SARAYÖNÜ YERLEŞKE ADLARIİnsanlar çoğu zaman üzerinde bulunduğu coğrafyadaki yer adlarının kökenini, neden ve nasıl böyle bir adın konulduğunu merak etmiştir. Bu amaçla kimileri birçok kez coğrafi...

ADBİLİM ÇERÇEVESİNDE SARAYÖNÜ YERLEŞKE ADLARI

İnsanlar çoğu zaman üzerinde bulunduğu coğrafyadaki yer adlarının kökenini, neden ve nasıl böyle bir adın konulduğunu merak etmiştir. Bu amaçla kimileri birçok kez coğrafi yer adlandırma şekilleri hakkında çeşitli yakıştırmalarda bulunarak halk etimolojisine başvurmuş, kimileri de bilimsel verilerin ışığında konuyu ele almıştır.

Yer adları üzerine Türkiye’de ancak 1920’li yıllardan itibaren başlayan ve günümüze doğru artarak devam eden bilimsel araştırmaların Batı’da çok önceleri başladığı görülür.1 Batı ülkelerinde köy, kasaba ve şehir adları disiplinler arası metotlar kullanılarak (tarih, dil, arkeoloji gibi.) ayrıntılı bir şekilde irdelenmiş, bu adlardaki değişme ve gelişmeler tarihî kaynaklardan faydalanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalar neticesinde yalnızca geçmişe ait bilgiler edinilmekle kalınmamış, dil tarihine, iskân tarihine ve ülkenin etnik yapısına ait verilere de ulaşılmıştır. Son dönemlerde yer adları ile ilgili yapılan çalışmalarda bu metotlardan faydalanıldığı ve özellikle dilbilim metotlarının kullanılması neticesinde daha olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Dilbilim metotlarıyla, daha önce sözlüklerde sadece “yer adı” olarak açıklanıp geçilen ifadelerin eksik olduğu, yer adlarının da normal kelimelerden farksız, dilin fonetik kurallarına uyduğu ve bir anlam taşıdığı ortaya konulmuştur.

Bir bilim dalı olarak adlarla ilgilenen disipline onomastik denir. Onomastik, özel ad kabul edilen öğeler üzerinde duran, onları köken, tarihî gelişim ile çeşitli dil ve kültür unsurları bakımından inceleyen bilim dalıdır. Bu bilimin yer adlarını yapı, anlam ve köken bakımından inceleyen ve aynı zamanda dilbilimin de bir kolu olan dalına toponomi adı verilir. Toponomi bilimi arkeoloji, tarih, folklor, coğrafya, jeoloji, botanik, antropoloji, sosyoloji gibi disiplinlerle yakından ilgili olup bunlar içinde tarih başta olmak üzere bazı bilim dallarına da dayanak teşkil eder. Türk coğrafyasına bakıldığı zaman, genel itibarla Türklerin yer adlandırmalarında benzer çeşitlilikteki usul ve yöntemlerden faydalandığı görülür.

Bunları sırasıyla sınıflamak gerekirse;

1. Boy, oymak ve şahıs adlarına göre yapılan adlandırmalar (Timurcan, Abdurrahman, Arıklar, Mahmudlar ...gibi)

2. Tabiî olgulardan faydalanılarak yapılan adlandırmalar (Tepeköy, Kocadağ ...gibi)

3. Coğrafî konuma göre adlandırılmalar (Bucak, Ortaköy, Burunova-Bornova ...gibi)

4. Tabiat renklerinden faydalanılarak yapılan adlandırmalar

5. Bölgenin iklim hususiyetlerine dayanılarak yapılan adlandırmalar (Kuzbelen, Kuzköy ...gibi)

6. Tabiat örtüsünden faydalanılarak yapılan adlandırmalar (Zeytünlü, Kavaklu, Çamalan, Çamlıyayla ...gibi)

7. Çeşitli folklorik unsurlara dayanılarak yapılan adlandırmalar (Dörtdeli, Gidiköy, Kaçakağzı, Sakalıyanar ...gibi)

8. Çeşitli meslek gruplarına dayandırılarak yapılan adlandırmalar (Kazancı, Kovancı ...gibi)

9. Dinî kurum ve manevî hayata dair yapılan adlandırmalar (Akçakilise, Manastır, Şeyhlü, Tekkepınarı ...gibi)

10. Eski medeniyetlerden kalan adların Türkçenin söyleyiş biçimine uydurulması yoluyla yapılan adlandırmalar (Konya, Ankara, Ladik ...gibi)

11. İsim taşıma biçiminde yapılan adlandırma3 şekilleri olmak üzere on bir alt başlıkta ele alınabilir.

Sarayönü

Yer adları dilbilim ve tarihin ortak ilgi alanına girer. Yerleşim merkezlerine verilen adların o bölgenin tarihi, kültürü, folkloru, etnografyası, coğrafyası ve bunların dildeki yansıması ile yakından ilişkisi vardır. Türkiye’de yerleşim yerleriyle ilgili en kapsamlı çalışma “Türkiye Köy Adları Üzerine Bir Deneme” adıyla Özcan Başkan’a aittir.

Makaleye konu olan Sarayönü ilçesi, konum olarak Konya’nın kuzeyinde bulunmaktadır. Yerleşim tarihi çok eskilere dayanan bölgede tarihî süreç içinde Hititler, Frigler, Persler, İskender İmparatorluğu, Romalılar ve Bizanslılar hâkimiyet sürmüş, XI. yüzyıldan itibaren de Türk toprağı olarak sırasıyla Büyük Selçuklu, Anadolu Selçukları ve Osmanlı Devletine ev sahipliği yapmıştır.

Bugün Sarayönü ilçesine bağlı başta Türkmen, Tatar, Karaçay-Malkar gibi çeşitli Türk boyları ile Çerkezlere (bir kısım yerleşimler çeşitli coğrafyalardan göç yoluyla gelen grupların oluşturduğu yerlerdir.) ait 12 köy ve 6 nahiye bulunmaktadır.

Yerleşim yerleri, adlandırma şekillerine göre çeşitli kategorilere ayrılmıştır. Sarayönü yerleşim adlarını kendi içinde başlıca iki grupta ele alabiliriz:

YAPI VE KÖKENLERİNE GÖRE SARAYÖNÜ YERLEŞİM ADLARI

Yapılarına Göre Sarayönü Yerleşim Adları

Yerleşim yerlerinden 12 tanesi isim ve sıfat tamlaması (Yenicekaya, Karatepe, Ertuğrul, Kayıören, Karabıyık, Başhüyük, Bahçesaray, Çeşmelisebil, Kuyulusebil, Kadıoğlu, Büyükzengi, Özkent); 5 tanesi türemiş (Kurşunlu, Değirmenli, Boyalı, Konar, Gözlü); 1 tanesi de basit yapılı (Ladik) isimden meydana gelmiştir.

Kökenlerine Göre Sarayönü Yerleşim Adları

Köken olarak ise 11 yerleşim yeri tamamen Türkçe (Yenicekaya, Karatepe, Ertuğrul, Kurşunlu, Kayıören, Karabıyık, Boyalı, Başhüyük, Konar, Gözlü, Değirmenli), 1 tanesi Farsça (Bahçesaray), 1 tanesi Farsça-Arapça (Çeşmelisebil), 1 tanesi Türkçe-Soğdca (Özkent), 2 tanesi Türkçe-Arapça / Arapça-Türkçe (Kuyulusebil / Kadıoğlu), 1 tanesi Türkçe-Farsça (Büyükzengi), 1 tanesi de Latince kökenlidir (Ladik).

Veriliş Biçimlerine Göre Sarayönü Yerleşim Adları

Anadolu’daki yerleşim yerlerine bakıldığı zaman Türklerin yer adlandırmalarında belli temayülleri olduğu görülür. Buna göre Sarayönü yerleşim adlarını şu başlıklar altına tasnif edilebilir:

Adını Kişi ve Boy Adlarından Alan Yerleşim Yerleri

Kişi, oymak, boy adlarının yer adı olarak kullanılması, insan ya da insan gruplarının bulunduğu ortama etkisini ifade eder. Ayrıca Türk boylarının Anadolu coğrafyasına dağılımı hakkında araştırmacılara fikir verir. Sarayönü ilçesinde kişi, oymak, boy adları ile kurulan yerleşim yeri sayısı Ertuğrul, Kayıören, Konar, Büyükzengi olmak üzere 4’tür.

Konar

1900 yılında Kırım’dan göç eden Kırım Tatarlarının kurmuş olduğu yerleşim yeridir. 1969 yılına kadar Kirlisu olan köyün ismi zihinlerde güzel hisler uyandırmamasından olsa gerek Konar olarak değiştirilmiştir.

Kayıören

1986 yılında bir afet sonucu Çankırı’nın Orta kazasının Kayıören köyünden göç eden vatandaşların oluşturduğu köydür İsminden Oğuzların kayı boyuna mensup insanların oluşturdukları yerleşim yeri anlaşılmaktadır.

Büyükzengi

Büyükzengi, Sarayönü’ndeki tarihi yerleşim yerlerinden biridir. Adından Oğuz Türkmenleri Afşar boyundan olan Zengilere mensup insanların iskân tuttuğu yer anlaşılmaktadır. Ayrıca Oğuz Türklerinin; uzun, kısa, büyük, küçük gibi cüsse adlarını da yerleşim yerlerine verdiği görülmektedir. Büyükzengi bunlardan biridir.

Ertuğrul

Köyün içinden geçen suyun bataklığa benzer bir alan oluşturmasından dolayı daha önce Çürüksu olarak adlandırılan yerleşim yerinin adı, zihinde güzel bir his uyandırmamasından olsa gerek, Ertuğrul olarak değiştirilmiştir. Neden Ertuğrul konulduğu konusunda sağlıklı bir sonuca ulaşamamakla beraber, oraya hizmeti geçen bir şahsiyetin adı olabileceği gibi iskân yerleri adlandırılırken iskân işleri ile görevli ilgilinin tasarrufuyla da bu ad konulmuş olabilir.

Adını Tabii Olgulardan Alan Yerleşim Yerleri

Yer adının belirlenmesinde kullanılan yöntemlerden biri de tabii olgulardan faydalanmadır. Tabii şekiller, çeşitli mimari yapılar bu grupta ele alınabilir. Sarayönü’nde bu şekilde oluşturulmuş (Yenicekaya, Gözlü) yerleşim yeri vardır.

Gözlü

Yer isimlerinin açıklanmasında bazen halk etimolojine başvurulup, çeşitli hikâyelerden hareketle yer isimlerinin açıklanmaya çalışıldığına şahit oluruz. Rivayete göre kasaba ismini şöyle almıştır: “Kasabanın batısından geçen Beşgöz çayı ıslah edilmeden önce sazlık ve kamışlıkmış. Köylüler su ihtiyaçlarını bu çayda karşılarlarmış. Adı geçen bu sazlıkta zamanın kanun kaçakları ve yırtıcı hayvanlar barınırlarmış. Su kenarına giden köy sakinlerine kanun kaçakları ve yırtıcı hayvanlar zarar verdikleri için nöbetleşe üç beş kişi gözcülük ederlermiş, zamanla gözcü kelimesi Gözlü ismine dönüşerek şimdiki hâlini almıştır.”

Ayrıca tabii bir olgu olarak, Beşgöz ve Buharcalı denilen yerde kaynak hâlinde yeryüzüne çıkan Beşpınar kaynak suyu çıktığı yerden 15-20 km mesafede bulunan Gözlü kasabası sınırları içinde buharlaşarak ve emilerek kaybolmaktadır. Suyun burada batarak kaybolması yine halk arasında “suyun batarak kaybolduğu yer, delik, göz” anlamında Gözlü kelimesinin türetilmiş olması ihtimal dahilindedir.

Yenicekaya

Eski, yeni, acı, tatlı, eğri, doğru, gibi çeşitli vasıf bildiren kelimeler yer adlarında kullanılabildiği gibi o yerin yapısıyla ilgili kelimelerinde yer adlandırmalarında kullanıldığı görülmektedir.