Dünya evine giden yol, çeyrek asırdır onun önünden geçti

Dünya evine giden yol, çeyrek asırdır onun önünden geçti
Sarayönü’nde 26 yıldır nikah memurluğu görevini yürüten Birol Çoban, kıydığı 5 binden fazla nikahta 10 bini aşkın kadın ve erkeğe ‘evet’ dedirtmenin mutluluğunu yaşıyor. Dünya evinde girmek isteyen çiftler onun huzurunda,...

Sarayönü’nde 26 yıldır nikah memurluğu görevini yürüten Birol Çoban, kıydığı 5 binden fazla nikahta 10 bini aşkın kadın ve erkeğe ‘evet’ dedirtmenin mutluluğunu yaşıyor. Dünya evinde girmek isteyen çiftler onun huzurunda, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta ayrılmamak için söz vererek hayatını birleştiriyor.

1963 yılında dünyaya gözlerini açan Çoban, sağlık personeli olan babasının görevini sürdürdüğü Niğde’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Niğde’de tamamlayan Çoban, lise eğitimi bittikten sonra Niğde Eğitim Enstitüsünü kazandı ama hayatıyla ilgili farklı planları vardı. 1983 yılının yazında askere giden Çoban, 2 yıllık askerlik görevinin ardından terhis olarak baba ocağına dönüş yaptı.

Baba ocağına dönüş yaptıktan sonra iş hayatına atılan Çoban, ilk görevini Ilgın’da kömür ocaklarında büyük bir şirketin muhasebesini tutarak yaptı. Ilgın’da 1.5 yıl görev yaptıktan sonra Marmaris Harita Kadastro Müdürlüğünde görev yapan Çoban’ın yolu 1989 yılında ilçemizle kesişti. Günümüzde hala faaliyetlerine devam eden Geçit Eczanesinde 3 yıl kadar süreyle çalışan Çoban, 1992 yılının Şubat ayında memur olarak Sarayönü Belediyesinde çalışmaya başladı.

Sarayönü Belediye’sinde göreve başladığı yıllarda nikah memurluğu görevini Ekrem Ünver yürütüyordu. Ekrem Ünver’in emekli olmasıyla birlikte Birol Çoban, tarihe adını altın harflerle yazdıracak görevini üstlenmiş oldu.

“İlk başladığımda kendimi düşünüyordum”

Çoban, nikah memurluğuna ilk başladığı zamanları şöyle anlatıyor: “Göreve ilk başladığım dönemler, heyecandan hata yaparım korkusundan evlenecek çiftlerden ziyade kendime odaklanıyordum. Dosyaları tekrar tekrar inceliyordum. En ufak bir pürüz olsun istemiyordum. Nikah merasimine girmeden önce ettiğim duaları bir ben bilirim. Hata yapmaktan çok korkuyordum çünkü evlenecek olan çiftlerimizin kaderini ellerinde tutan mesleklerden birini yürütmekteyim.”

“İlk kıydığım nikah dün gibi aklımda”

Nikah memurluğu görevine ilk başladığı dönemde, ilk kıydığı nikahın kendisi için unutulmaz bir anı olduğunu belirten Çoban,  “O dönem Sarayönü Devlet Hastanesinde çalışan İsmail Zeybek’in nikahı benim kıydığım ilk nikah. Heyecandan elim ayağım birbirine girmişti. Bütün salonun gözleri üzerinizde yanlış bir kelime sarf ederseniz rezil olursunuz, aklımdan hep bunlar geçiyordu. Kazasız belasız atlattım çok şükür ilk vazifemi.” diye konuştu.

“Çok anı biriktirdim”

Çoban, şöyle devam etti:

“Evlenmek için dairemize müracaat eden insanlarla bazen diyaloglar kuruyoruz. Bir keresinde yaşlı bir adam yanında genç bir kızla gelmişti dairemize. Müracaatta bulunmak istediklerini belirttiler. Bende gayri ihtiyari bir şekilde kızınız için mi diye sormuş bulundum. Meğer kendileri için başvuru da bulunmaya gelmiş. Bu tarz kırdığımız potlar oldu birkaç kez. Ama kesinlikle kötü niyetimizden değil, işimizin verdiği heyecanla diyalog kurmak isterken birkaç kez bam teline bastığım vatandaşlarımız oldu, hatamız olduysa affola.”

“Başımıza ilginç şeyler de geldi”

Anlat anlat bitmez ama bir akşam televizyon izliyorduk, ailecek kardeşlerimle birlikte. Televizyonda izlediğimiz filmde, bir köyde ağacın altında nikah merasimi düzenleniyordu. Nikahın olmasını istemeyen bir grup, elinde pompalı tüfeklerle düğünü basıyor, sağa sola ateş ediyordu, ateş esnasında nikah memuruna isabet eden kurşun sonucu nikah memuru hayatını kaybediyordu. Ailem filmden sonra evde benimle dalga geçti. Bu olayın ardından birkaç hafta sonra, düğün salonumuz o dönemler BİM’ in üstündeydi. Akşam vakti düğün salonuna giriş yapmak üzere iken iki kişi yanıma gelerek beni oradan uzaklaştırdı. Meğer iki aile arasında tartışma çıkmış. Çatallar bıçaklar havada uçuşmuş. Neyse sonra beni gece vakti aradılar müsait misiniz diye. O dönem de cep telefonları yeni çıkıyor. Apar topar gittim çiftin nikahını kıydık. Sonradan öğrendim ki, çiftimiz çok mutluymuş, yani o gün aldığımız kararla sanırım hayırlara vesile olduk.

Boşananlara çok üzülüyorum

Boşanma haberi duyduğum zaman içimi bir hüzün kaplıyor, çünkü o insanların düğünlerine şahitlik ediyorum, mutluluklarını birinci gözden görüyorum. Gönül ister ki hiçbir çiftimiz boşanmasın, ama her şey insanlık için. Rabbim tüm çiftlerimizin evlerine bereket, huzur ve mutluluk nasip etsin İnşallah.”