Dünya pazarında dolduk boşaldık Ezelden ebede yol belli artık Nefsin arzusuyla hayli dolaştık İnnalillah ile hal belli artık Dağarcık doldurduk kem ile kümle Meğer…
Yazılarn yazarı: “Yaşar ATÇEKEN”
Bizim terzi şiir demiş İşte artık yazıyorum Bu terzilik zevkli bir iş İşte artık yazıyorum Bir kuş gibi hafif meslek Ne kalbur der ne…
On üçü bitirdik girdik on dörde Manşet’te neşeli anlar Manşet’im Nergiz reyhan açtı hep gönüllerde Mutluluğa erdi günler Manşet’im Her salıda açar Manşet’in…
Gönül sende çok yılların izi var Gençliğinden kalma biraz öz sende Yorgun adımlarla daim gezi var Sohbet, kelâm dinlemede haz sende Hülyalarla çok zorları…
Adımlar atmıyor yorgundur fizik Bir uzun encamı gördü bu ömür Hayat çizgisinin her yanı çizik Her türlü ahvale erdi bu ömür Ömür dumanı var…
Gönül bahçesinin güçlü hazanı Vurdu lâlezarı sorgun biriyim Zaman hesabında yıllar nizamı Daha bundan sonra durgun biriyim Ömür toplamının matematiği Gerçekte sıkacak yoktur tetiği…
Gittim gördüm Beşgözümün Gölünü Berraklığa doymuş benim Beşgözüm Yaşı kaçtır bilinmeyen ömrünü Sorularla durmuş benim Beşgözüm Meşhur ismi çok anılar devirdi Kudretiyle hububata su…
İki bin yirmide geldi bir araz İlmiğini çözeceğiz inşallah Sıhhate göz dikti geldi pis maraz Cephesini yaracağız inşallah Çaldı kapımızı corona virüs Gücünü…
Uğurlu kuruluş çaldı kapımız Tahminle doğruyu buldun Manşetim Güler yüz tatlı dil daim yapınız Tebessüm çehreyle güldün Manşetim Felsefi düşünce doğruya eşsin Her türlü…
Gençlik baharımın tatlı poyrazı Kıymetin bilmeden geldi de gitti Sonbahar eyyamın vurgun ayazı Yeşilden alımı aldı da gitti Harlı ateş hep kavurdu tavada Değişti…
Her gün güneş batar dağlar ardından Her zaman Yaşar’ı basar karanlık Viranelik gitmez gönül yurdundan Çok derdi Yaşar’a kusar karanlık Gönül düşüncesi hayli pısırık Hayat…
Uçtu yükseklerden bu gönül kuşu Vurdu kanadını şak şakla gider Gönülde arzular hayaldir düşü Bir leylek misali lak lakla gider Hayatın önü var bir de…
Yine sitem aldı şu garip gönlüm Firkat yarası var gülemiyorum İçimde ukdeyle bitti bu ömrüm Nedendir kendime gelemiyorum Gönlümde hissiyat konuşur durmaz Boşuna tahayyül…
Öyle bir varlıktır sevilen seda Her hali zamanda olan saatim Gaflet uykuları sağlamaz fayda Gafleti bedenden alan saatim Her işte daima bakılan odur Dakiktir her…
Dağlar senin bende hoş sevgin dolu Yürekten söylerim eresin dağlar Gözümün önünde Toroslar kolu Hasreti bağrımdan alasın dağlar Mevla kudretiyle olmuşun vücut Allahü Ekberle eyleriz…
Gitme kardeş gitme karanlık yola Durdurdun mantığı amma aldandın Güzel fikirlerle eyle bir mola Sardırdın cepheyi amma aldandın Güzel sesi vardı kutsal mushafın Olmazlarla doldu…
Gülleri har vurmuş perişan yaprak Al gülün aşığı bülbül yastadır Bütün yaşantıyı örten o toprak Vade’i ayrılık gönül yastadır Ol Haktır mukadder yazıyı yazan Mevlâmız…
Evveli ezelden dideler yaşlı Hayalde rüyamda sözüm seninle Boz bulanık biraz kırpık bakışlı Aynalar misali gözüm seninle Doğu, batı, kuzey, güney yön oldu Hazaran bülbüller…